1920’li yılların başlangıcı Türkiye coğrafyası için tarihi olayların ilk adımlarının atıldığı, yeni bir ülkenin büyük fedakarlıklarla kurulduğu zamanlardı.
Savaşlarla, cepheden cepheye koşulan bir dönemde ülkedeki gençlerin en büyük eğlencelerinden biri olan futbol, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde bu topraklara girmişti.
Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Altınordu, Karşıyaka ve Altay gibi kulüpler, futbolun geniş kitlelere yayılmasında etkili olmuşlardı.
Buna karşın 1922’ye kadar gelen süreçte, devlet içindeki futbol faaliyetlerini düzenleyecek bir üst kurul yoktu. Kulüpler arası ilişkiler, karşılıklı anlaşmalar ve dönemin etkili isimlerinin araya girmesiyle düzenleniyordu.
Ancak futbolun git gide yayılması ve kulüpler arasındaki ilişkilerin rekabetin de etkisiyle zaman zaman gerilime dönüşmesi, üst kurulun oluşturulmasını gerekli kılıyordu.
Bu doğrultuda 1922 yılında, bu boşluğu doldurmak adına İdman Cemiyetleri İttifakı (İCİ) kuruldu. Ülkedeki sportif faaliyetleri düzenleyen bu kuruluş, Türkiye’nin ilk merkezi sportif teşkilatı olma özelliğini de taşıyordu.
İdman Cemiyetleri İttifakı
İdman Cemiyetleri İttifakı’nın temel misyonu, ülke genelinde sportif faaliyetlerin yaygınlaştırılması ve belirli düzenlemelerin yapılmasıydı.
Maç takvimlerinden, faaliyetlerin niteliğine kadar birçok konuyu düzenleyen İCİ, sadece futbolla değil diğer birçok branşla ilgileniyor ve ülkedeki spor kültürünü yaymaya çalışıyordu.
İCİ’nin ilk başkanı, aynı zamanda Galatasaray’ın da kurucusu olan ve dönemin en önemli sportif figürü olarak öne çıkan Ali Sami Bey (Yen) idi.
Ali Sami Bey’in başkanlığındaki İCİ, sportif branşlara uygun olarak çeşitli federasyonların kurulmasına öncülük etmişti. Futbol Federasyonu da bu oluşumlardan biriydi ve ilk federasyon başkanı olarak, Ali Sami Bey’in Galatasaray’dan tanıdığı Yusuf Ziya Bey (Öniş) seçilmişti.
Yusuf Ziya Bey’in Futbol Federasyonu’nun başına gelmesiyle, federasyon ilk eylem planı olarak FIFA’ya üyelik konusunu gündemine almış ve bu yönde çalışmalar yapmıştı.
Futbol Federasyonu, bu başvurunun ardından bir milli takım oluşturmak üzere de harekete geçti. Başta Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olmak üzere büyük kulüpler, kendi aralarında milli takım seçmeleri için maçlar oynadılar.
Bu maçların neticesinde Altınordu, Fenerbahçe, Galatasaray, Hilal ve Süleymaniye kulüplerinden 17 futbolcunun seçilmesiyle Türkiye’nin ilk milli takımı oluşturuldu.
Zor şartlarda oluşturulan milli takımın teknik direktörlüğünü ise Ali Sami Bey üstlendi.
İlk Milli Maç
Milli takım, kurulduktan sonraki ilk maçında Romanya’nın karşısına çıktı. Maçın oynandığı tarih 26 Ekim 1923 idi.
3 gün sonrasında, bugün 99.yıldönümünü kutladığımız cumhuriyet ilan edilecek ve tüm dünya Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyacaktı.
26 Ekim 1923’te oynanan Romanya maçı, dünyaya mesaj verilmesi bakımından da önemliydi. Türkiye, yüzünü batına çevirdiğini ve batı tandanslı bir oyunu, batılılara karşı onların yöntemleriyle oynayabildiğini kanıtlıyordu.
Karşılaşmanın 2-2 sonuçlanması, henüz yeni kurulan ve ilk maçına çıkan milli takım için büyük bir başarı olarak nitelendirilmişti.
*Yazı kaleme alınırken birincil kaynak olarak Mehmet Ali Gökaçtı’nın İletişim Yayınları’ndan 2008 yılında çıkan “Bizim İçin Oyna” kitabından yararlanılmıştır.
Comments