Yazı: Alper Erdem
Futbol tarihinde birçok özel futbolcu, saha içinde oynadıkları mevkiyle özdeşleşmeyi başararak adını futbol tarihine yazdırmıştır.
Örneğin libero pozisyonu, yıllar boyu Alman milli takımının efsanevi oyuncusu Franz Beckenbauer ile birlikte anılmıştır. Diego Armando Maradona ve Johan Cruyff gibi isimler ise 10 numara pozisyonunun gelmiş geçmiş en büyük oyuncuları olarak kabul edilmişlerdir.
Oynadığı pozisyonlarda efsane olan bu oyuncuların ötesinde, kendisine pozisyon yaratan oyuncu denildiğinde ise akla gelen çok az sayıda isim vardır. O isimlerin belki de en başında, Bayern Münih’in Alman futbolunu domine ettiği son 10 yılda takımın değişmezlerinden biri olan Thomas Müller gelir.
Bugün 33’üncü yaş gününü kutlayan ve kariyerinin tamamını Bayern Münih formasıyla geçiren Thomas Müller, “Raumdeuter” rolünün doğmasına yol açmıştır.
Kendine Rol Yaratan Futbolcu
Kariyerinde 1 FIFA Dünya Kupası, 2 FIFA Kulüpler Dünya Kupası ve 2 UEFA Şampiyonlar Ligi de dahil olmak üzere toplamda 32 kupa kazanan Thomas Müller, yıllar boyunca hem milli takımının hem de Bayern Münih’in değişmezlerinden oldu.
Bayern Münih formasıyla 635 maça çıkıp 228 gol 246 asist yapan 33 yaşındaki oyuncu, Alman milli takımıyla ise 116 maçta 44 gol atmayı başardı ve futbol tarihine adını yazdırdı.
Attığı yüzlerce golün ötesinde Thomas Müller’in en büyük özelliği benzersiz taktiksel rolüydü. Kariyerinin büyük bölümünde sağ kanatta oynamış olsa da Thomas Müller bazen bir on numara, bazen bir ikinci forvet bazen ise bir santrafor olarak görev aldı. Buna karşın Alman oyuncu, bu mevkilerin tanımlarında yer alan rollerin hiçbirine tam anlamıyla uymuyordu.
Thomas Müller, Bayern Münih A takımıyla oynamaya başladığı ilk günlerden beri bir özelliğiyle çok dikkat çekiyordu. Alman oyuncu, her maçta birden fazla net gol pozisyonuna giriyordu. Üstelik onun attığı gollerin çoğunluğu boş kale ya da tek vuruş şeklinde gerçekleşiyordu.
Ön direkte bomboş durumda topa dokunan Müller, arka direkte boş kalıp vuruşunu yapan Müller, altı pas içinde müsait pozisyonda golünü atan Müller… İlk başlarda Thomas Müller’in şansının yardımıyla sürekli çok basit vuruşlar yaptığını yorumlayanların aksine otoriteler, genç Alman’ın doğru pozisyon almaktaki olağanüstü yeteneğini ve boşlukları hissetmekteki ustalığını öne çıkarıyorlardı.
Bununla birlikte Thomas Müller’in sahadaki rolünün ne olduğu sorgulanıyordu. Müller, 2011 yılında yaptığı bir röportajda kendisini özel yapanın ne olduğunu soran gazeteciye şöyle cevap veriyordu: “Ben bir şekilde benzersizim. Bana oldukça benzer şekilde top süren oyuncular ve forvetler var. Ama ben aslında neyim? Ben bir boşluk avcısıyım (Raumdeuter).”
Raumdeuter Nedir
Müller’in 2011 yılında Süddeutsche Zeitung’a verdiği bu röportajda kullandığı “Raumdeuter” terimi, o günden sonra futbol sözlüklerine girdi ve Thomas Müller’i tanımlamak için kullanılmaya başlandı.
Raumdeuter, bir pozisyondan ziyade bir role atıfta bulunur. Yani hücum hattının çeşitli bölgelerinde oynayan tüm oyuncular bu role sahip olabilirler. Raumdeuter rolünün en önemli özelliği, bu rolün verildiği oyuncunun belirli seviyede bir esnekliğe ve çok yüksek pozisyon bilgisine sahip olması gerektiğidir.
Zihinsel özelliklerin ön planda çıktığı bu rolün en büyük temsilcisi ve belki de yaratıcısı olan Thomas Müller, Avrupa’nın en büyük kulüplerinden birinde yıllardır ilk 11’in değişmezi olmayı bu özellikleri sayesinde başarmıştır.
Bir Raumdeuter basitçe rakip savunmadaki boşlukları sezerek bu boşlukları takımının yararına nasıl kullanabileceğine çok çabuk şekilde karar veren oyuncudur. Thomas Müller örneğinde görüleceği üzere bu oyuncu asla tek bir pozisyonda kalmaz. Saha içinde sürekli hareket halinde olarak rakip savunmanın boşluklarını kollar. Hatta kimi durumlarda rakibin defans oyuncularını peşine takarak takım arkadaşlarının yararlanabileceği boşluklar yaratır.
Pozisyon sadakati gerektirmeyen bu rolde oynayan Thomas Müller gibi zeki bir oyuncu, beklenmedik zamanlarda çok çabuk karar vererek rakip için ön görülemez bir tehdit oluşturur. Bu da böyle bir oyuncuya sahip bir takımın hücum gücünü, rakiplerin önlem alamayacağı şekilde arttırır.
Raumdeuter’in kullandığı iki ana boşluk dikkat çekicidir. Bunlardan biri, rakibin defansif orta sahaları ile stoperleri arasında bulunan alandır. Diğeri ise daha çok Thomas Müller’in kullandığı bek-stoper arası boşluklardır. Bu boşlukların önem kazanması ve “half-space” olarak adlandırılması da Thomas Müller’in oyun anlayışının sonuçlarından biridir.
Müller’in Ustalık Eserleri
Thomas Müller’in Raumdeuter rolünde oynadığı yüzlerce maç arasında ikisi, oyuncunun ustalık eserleri olarak adlandırılabilecek niteliktedir.
Bu maçlardan biri Almanya milli takımının Brezilya’yı kendi evinde 7-1 yendiği karşılaşmadır. 2014 FIFA Dünya Kupası yarı finalindeki unutulmaz mücadeleyi 1 gol 1 asist ile tamamlayan Thomas Müller, diğer gollerin hemen hepsinde yaptığı katkıyla maçın en öne çıkan oyuncularından biri olmayı başarmıştır.
Karşılaşmanın ardından Thomas Müller’in oyundaki etkisinin hakkının verilmediğini söyleyen Fransız efsane Thierry Henry, Alman yıldız için şunları söylemiştir:
“Oyunu hep doğru şekilde oynuyor. Savunma yapıyor, atak yapıyor. Topu kontrol etmek gerektiğinde ediyor. Dönmesi gerektiğinde dönüyor, bitirmesi gerektiğinde bitiriyor. Adım bile atmadan performans göstermesi gerektiğinde gösteriyor.”
Thomas Müller, Brezilya karşısında sergilediği performansın bir benzerini UEFA Şampiyonlar Ligi 2020/21 sezonunda Barcelona karşısında da göstermiştir. Alman temsilcisinin 2-8 kazandığı maçta 2 gol 1 asist yapan Müller, bu skorun ortaya çıkmasındaki baş faktörlerden biri olmuştur.
Comments