Yazı: Alper Erdem
Taraflı tarafsız bütün futbolseverler, derbi maçlarına diğer karşılaşmalardan çok daha büyük önem veriyorlar.
Bu maçların ülkelerin medyalarında ve kamuoyunda bıraktığı etki kimi zaman o derbilerin o haftanın hatta belki de o ayın en çok konuşulan konularının başında gelmesine yol açıyor. Öyle ki İspanya’daki El Clasico, Almanya’daki Der Klassiker, İngiltere’deki İngiliz Derbisi ve TOP 6 takımlarının birbirleriyle oynadıkları maçlar sadece adı geçen ülkelerde değil, dünya çapında milyonlarca futbolsever tarafından heyecanla takip ediliyor.
Bununla birlikte bazı derbiler ise içinde barındırdıkları hikayelere rağmen dünya çapında ilgi gören maçlar seviyesine ulaşamıyorlar.
Büyük Liglerin Gölgede Kalmış Derbileri
Avrupa’nın 5 büyük liginde oynanan derbi maçlar her ne kadar genellikle dünya çapında ses getirseler de bazı derbilerin uluslararası kamuoyunda yarattığı etki, diğerlerinden daha az olabiliyor.
Örneğin Bundesliga’da son dönemde sportif rekabetten dolayı en çok takip edilen maçlar Bayern Münih ile Borussia Dortmund arasında oynanırken, Borussia Dortmund’un Schalke 04 ile oynadığı Ruhr Derbisi veya Bayern Münih’in 1860 Münih ile oynadığı maçlar o kadar ilgi çekmiyor.
Diğer yandan Fransa’da ise son dönemde Paris Saint Germain’in büyük üstünlüğü, ligin takip edilirliğini etkilediği kadar derbilerin etkisini de azaltmış gözüküyor.
Oysa Bordeaux-Toulouse, Lille-Lens, Olympique Marseille-Olympique Lyon ve Saint Etienne-Olympique Lyon derbileri gibi birçok maç, lokal düzeyde Fransız futbolunun en heyecan verici atmosferlerinden bazılarına sahne oluyor.
İngiltere’de ise durum TOP 6 takımlarının öne çıkmasıyla diğer derbilerin geride kalmasına yol açıyor. TOP 6 takımların birbirleriyle oynadıkları maçlar, ligin uluslararası düzeyde en çok takip edilen karşılaşmalarını oluştururken Newcastle United-Sunderland veya Nottingham Forest-Notts Country gibi mücadeleler ülke içinde bile eskisi kadar ilgi çekmiyor.
La Liga’da Atletico Madrid-Real Madrid maçları bile El Clasico’nun yarattığı etkininin hayli gerisinde kalmışken Athletic Bilbao-Real Sociedad, Barcelona-Espanyol ve Real Betis-Sevilla maçlarının derbi olduğundan dünyadaki birçok kişinin haberinin bile olmadığı görülüyor.
Diğer taraftan İtalya’da ise derbiler, yarattıkları atmosfer bakımından çok daha fazla ses getiriyor. Inter-Milan, Lazio-Roma ve Inter-Juventus maçları başta olmak üzere bu derbilerdeki atmosfer genellikle Avrupa basınında kendilerine yer buluyorlar. Buna karşın Juventus-Torino ve Güneş Derbisi olarak adlandırılan Napoli-Roma maçları ise geçmişteki ilgiyi göremiyor.
Diğer Ülkelerin Markalaşmış Derbileri
Avrupa’nın 5 büyük liginde bile bazı derbiler artık gözden uzakta oynanırken, diğer liglerdeki büyük maçların dünya çapında ses getirememesi doğal karşılanıyor.
Örneğin Hollanda’nın en büyük rekabetlerinden Ajax-PSV Eindoven ve Ajax-Feyenoord maçları, görece çok az kişi tarafından takip ediliyor.
İskoçya’daki Old Firm derbisi, özellikle Ada basınının Avrupa’daki etki alanı düşünüldüğünde hala manşetlerde yerini alsa da takip edilirlik anlamında eski etkisini yitirmiş gözüküyor.
Portekiz’de Porto, Benfica ve Sporting Lizbon’un kendi aralarında oynadığı maçlar, Rusya’daki Moskova takımlarının derbileri, Sırbistan’daki Kızılyıldız-Partizan maçları ve Türkiye’deki Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti ise artık sadece yarattıkları atmosferlerle gündeme gelebiliyorlar.
Amerika Kıtası Avrupa’dan Uzakta
Avrupa’da durum bu şekildeyken Güney Amerika’nın en büyük derbilerinden Boca Juniors-River Plate maçının, dünya çapındaki etkisi ise giderek daha da azalıyor.
Öyle ki dün itibariyle (11 Eylül 2022) oynana derbinin Avrupa’daki birçok ülkede yayıncısının dahi olmaması, derbinin etkisinin geçmişe nazaran ne kadar azaldığını gösteriyor.
Boca Juniors-River Plate mücadelesi gibi Brezilya’daki Flamengo-Fluminense maçları da en azından Avrupalı futbolseverlerin ilgi alanından uzakta kalmışa benziyor.
Commentaires