top of page

En İyi 100 Arasında Yolu Türkiye’den Geçen 4 İsim Var


Derleyen: Alper Erdem


FourFourTwo UK, tüm zamanların en iyi 100 futbolcusunu seçti.

Alex Reid’in derlemesiyle oluşturulan listeye Alex Hess, Marcus Alves, Mark White, Declan Warrington, Thore Haugstad, Michael Yokhin, Andrew Murray, Seb Stafford-Bloor ve Jon Spurling gibi isimler katkıda bulundu.

Listede kariyer yolculuğunda Türkiye’den geçen bazı isimler de yer aldı…


100. Gheorghe Hagi


Hagi, günümüzün büyük futbolcuları arasında en ilginç kariyer yollarından birini takip etti. Real Madrid’deki 2 yılı ve daha sonra Barcelona’da benzer bir büyüyü sergilemeden önce, kariyerinin en iyi bölümünü Romanya’da, inanılmaz derecede üretken bir orta saha oyuncusu olarak geçirdi.

İki İspanyol devinde geçirdiği zaman arasında, Mircea Lucescu’nun “Küçük Romanya” diye adlandırılan takımı Brescia’da, İtalyanların yüreklerini ısıtan 2 yıl geçirdi. İlk sezonunda Brescia küme düşmesine rağmen Hagi kulübüne sadık kalıp bir sonraki yıl onları tekrar Serie A’ya çıkardı.

30 yaşında sözde emekliliğine yaklaşmışken Galatasaray’a katıldı ve burada yaşayan efsane statüsüne erişti. 10 şampiyonluk kazanarak çok verimli 5 yıl geçirdi.


Kariyer vurgusu: ABD 94’te Romanya, FIFA Dünya Kupası’nın çeyrek finaline ulaştığında (Arjantin’i deplasmanda eleyerek) Hagi ve onun sihirli sol ayağından ilham almıştı.

ÇN: Gheorghe Hagi, 1996/97 sezonu başında geldiği Galatasaray’da Türk futbol tarihinin en büyük kulüp başarısı olarak kabul edilen UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupa şampiyonluklarını yaşadı. “Karpatların Maradonası”, Galatasaray kariyerinde 192 maçta forma giyip 71 gol ve 63 asist kaydetti.


90. Roberto Carlos


Küçük Brezilyalı, Bernabeu’da sol kanatta uçarak 11 sezon geçirdi ve Real Madrid’in 3 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanmasına yardımcı oldu.

Hücum yeteneği, ilk olarak Uniao Sao Joao’da oynarken henüz 18 yaşında milli takıma çağrılmasını sağladı. Bunu, Real Madrid’e gelmeden önce Palmeiras’ın tarihinin en iyi takımlarının birine ve sonrasında Inter’e katılması takip etti.

Orada, topu kaleye saatte 105 mil hızla göndermesini sağlayan canavar kalçaları kadar büyük bir gülümseme taşıdığı için bir kahramana dönüştü. Kalecilerin (ve tribündeki taraftarların) Roberto Carlos’tan korkmasına şaşmamalı.

Kariye vurgusu: 2002 FIFA Dünya Kupası şampiyonu, fizik yasalarına meydan okuyabilir. Üç dış ayak parmağıyla topa vuran ve görünüşe göre korner bayrağına giden bir serbest vuruş. 1997’de Tournoi’da Fransa ile 1-1 berabere kalırken gerildi ve topu ağlara yolladı.

ÇN: Roberto Carlos, 2007/08 sezonunun başında Real Madrid’den Fenerbahçe’ye transfer oldu. Brezilyalı efsane, imza töreninde binlerce taraftarın önüne çıktı. Sarı lacivertli formayla geçirdiği 3 sezonda 104 maça çıkıp 10 gol atıp, 10 asist yaptı. Fenerbahçe kariyerine 2 Türkiye Süper Kupa sığdıran Roberto Carlos, kulübün Arthur Zico ile UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final aşamasına geçmesinde de büyük rol oynadı.


77. Frank Rijkaard

Çok az oyuncu kariyerleri boyunca tek bir büyük kulüp için oynayacak kadar iyi veya şanslıdır.


Rijkaard, kariyerinde 3 forma giydi. Bunlardan ilki Johan Cruyff yönetiminde, Marco van Basten, Jan Molby ve Ronaldo Koeman ile birlikte yer aldığı 80’lerin başındaki Ajax takımıydı. Ardından, 1989 ve 1990’da art arda Avrupa Kupası kazanan Arrigo Sacchi’nin ufuk açıcı Milan takımında oynadı. Ondan sonra nihayet Ajax’ın 1995’te Avrupa Kupası’nı kazanan efsanevi takımına geri döndü. O zamanlar yeni yıldızlardan oluşan bir ekipte eski bir yüz olarak yer alıyordu.


Agresif, kıvrak zekalı ve bir maraton koşucusunun dayanıklılık seviyesine sahip olan Rijkaard, 90’larda ortaya çıkan ancak bol miktarda parlatılan box-to-box oyuncularının (Roy Keane, Vieira ve Gerrard) habercisiydi.

Kariyer vurgusu: 1990 Avrupa Kupası finalinin tek golünü atmak için Benfica savunmasının arasından sıyrılmak.

ÇN: Futbolculuk kariyerini 1995 yılında Ajax’ta bitirdikten sonra teknik direktörlük yapmaya başlayan Rijkaard, birçoklarına göre 2003 yılında geldiği İspanya’da modern Barcelona’nın temelini attı. Büyük başarılar sonunda İspanya’dan ayrılan Rijkaard, 2009 Temmuz’da Galatasaray’a imza attı. Sarı kırmızılı kulüpte 67 maça çıkan ve 1.88 puan ortalaması yakalayan Hollandalı teknik direktör, Ekim 2010’da kulüpten başarısız sonuçlar sebebiyle ayrıldı.


14. Zico


Kariyerinde hiç FIFA Dünya Kupası kazanamayan Brezilyalı. Pele bir keresinde şöyle demişti: “Oyun tarzında bana en yakın olan oyuncu Zico idi.” Ünlü Maracana Stadyumu’nda tek başına 333 gol attı ve Flamengo’ya 80’lerde dört lig şampiyonluğu, bir Copa Libertadores ve bir Kulüpler Dünya Kupası kazandırdı.

Brezilya’nın 1982’deki unutulmaz FIFA Dünya Kupası serüveni hayal kırıklığı ile sonuçlanırken Zico, oynadığı 5 maçta 4 gol attı ve turnuvanın takımına seçildi. 1986 FIFA Dünya Kupası’nda da oynadı ancak Brezilya çeyrek finalde Fransa’ya yenildiğinde tam olarak formunda değildi.

Buna rağmen Brezilyalı taraftarlar her 3 Mart’ta doğum gününü kutlamak için birbirlerine Mutlu Noeller diyorlar. Bunu kesinlikle hafife almayın.


Kariyer vurgusu: Zico, 1983’te Roma ve Milan’dan gelen tekliflere rağmen Udinese’ye imza atarak

Avrupa futboluna geçen ilk Brezilyalı as takım oyuncusu oldu. İtalyan yetkililer, Udinese’nin ödeyeceği bonservis bedelinin yüksekliği sebebiyle transferi engellemeye çalıştılar. Bu engellemeler sokaklarda “Ya Zico ya da Avusturya (İtalya’yı terk ederek Avusturya’ya gitmek kastediliyor)” diyen protestocuları ateşledi.

ÇN: Arthur Zico, 2006-2008 yılları arasında Fenerbahçe Teknik Direktörü olarak görev yaptı. Çoğunluğu Brezilyalı futbolculardan oluşan takımıyla 2006/07 sezonunda Süper Lig’i, 2007/08 sezonunda ise Türkiye Süper Kupası’nı kazandı. Sarı-lacivertliler onun döneminde UEFA Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynayarak kulübün turnuva tarihindeki en başarılı sezonunu geçirdi.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page