Geçmişten günümüze birçok kulüp, teknik direktör tercihi yaparken kulüple güçlü bağları olan eski futbolcularına şans verebiliyor.
Futbolculuk günleri sona erdikten sonra kendisine başarılı bir teknik direktörlük kariyeri inşa eden bu isimler, eski kulüpleriyle futbolcuyken başardıklarını teknik direktör olarak da başarıp kulüplerin tarihindeki yerlerini çok daha özel kılmaya çalışıyor.
İspanya Futbolunda Çok Başarılı Örnekler Var
Futbolculuk döneminde yaptıklarıyla 3 kez Ballon d’Or ödülüne layık görülen Johan Cruyff’un kariyerinde çok özel iki kulüp vardı. Bunlardan biri futbola başladığı ve 9 yılda sayısız başarı kazandığı Ajax, diğeri ise 5 yıl formasını giydiği Barcelona’ydı.
Johan Cruyff, futbolculuk kariyeri bittikten sadece 1 yıl sonra Ajax’ın teknik direktörü olarak göreve başladı. Ajax ile 3 sezonda 2 kupa kazanan Cruyff, oynattığı futbolla kısa sürede elit teknik direktörler sınıfına yükseldi ve 1988’de Barcelona’nın teknik direktörü oldu.
Johan Cruyff, 1988-1996 arasındaki döneminde 11 kupa kazanmasının yanında Barcelona’nın günümüze kadar gelen oyun kültürünün de temellerini attı.
Barcelona’da Cruyff’un takımının en önemli isimlerinden biri olan Pep Guardiola ise Hollandalı teknik direktörden aldığı mirası taşıdı ve hem futbolcu hem teknik direktör olarak adını kulüp efsaneleri arasına yazdırdı. Futbolculuk döneminde Katalan ekibiyle 16 kupa kazanan Pep Guardiola, teknik direktörlüğünde ise tarihin en dominant takımlarından birini oluşturarak Barcelona müzesine 14 kupa daha getirdi.
Öte yandan Barcelona’nın ezeli rakibi Real Madrid’de ise bu anlamda iki isim diğerlerinden ayrıldı. Altyapısından yetiştiği Real Madrid’de toplam 11 sezon futbol oynayan ve 9 kupa kazanan Vicente del Bosque, teknik direktörlük döneminde ise 4’ü uluslararası olmak üzere toplam 7 kupa kazandı.
Del Bosque’den sonra Real Madrid’e gelen teknik direktörler arasında futbolculuğunda da kulüpte oynamış olan Zinedine Zidane’ın ayrı bir yeri vardı. Çünkü futbolculuğunda dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olan Zidane, teknik direktörlüğünde de tarihe geçti ve Real Madrid ile üst üste 3 UEFA Şampiyonlar Ligi kazanarak bunu başaran ve ilk ve tek teknik direktör oldu.
İtalya Gelenekten Yana
İtalyan futbolunda kulüplerin eski futbolcularını teknik direktör olarak tercih etme gelenekleri belki de diğer tüm liglerden daha fazla görülen bir durum.
Buna karşın son dönemdeki en başarılı örneklere baktığımızda özellikle iki ismin diğerlerinden ayrıldığını söylemek mümkün. Bunlardan biri, şu anda Real Madrid’i çalıştıran Don lakaplı Carlo Ancelotti.
Futbolculuğunda hem Roma hem de AC Milan’da döneminin en büyük oyuncularından biri olarak kabul edilen Carlo Ancelotti, kırmızı siyahlı Milano ekibiyle 2 Şampiyon Kulüpler Kupası kazanmıştı.
İtalyan teknik direktör 2001-2009 arasında AC Milan teknik direktörü olarak futbolculuğunda bile daha başarılı oldu. Bu dönemde AC Milan’a 8 kupa kazandıran Carlo Ancelotti, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı.
Tıpkı Ancelotti gibi futbol oynadığı kulüpte teknik direktör olarak da kupa kazanan bir diğer İtalyan ise Antonio Conte idi.
13 yıl forma giydiği Juventus’un başına 2011’de teknik direktör olarak gelen Conte, üst üste 3 Scudetto kazanarak toplamda 5 kupayla Torino’dan 2014 yılında ayrıldı.
İngiltere’de Kenny Dalglish Örneği
İngiltere futbol tarihinin en başarılı iki kulübünden biri olarak gösterilen Liverpool, 1977-1990 arasında kırmızı formayı giyen Kenny Dalglish ile 23 kupa kazandı. Bunlardan 8’i İngiltere Ligi şampiyonluğu 3’ü ise Şampiyon Kulüpler Kupası idi.
Sir unvanı da alan Kenny Dalglish, teknik direktörlüğe ise futbolculuk kariyerini bitirmeden başladı. 1985-1991 yıllarında oyuncu-teknik direktör olan Dalglish, kulübün en büyük efsaneleri arasına girdi.
İngiltere Premier League kulüpleri arasında başka hiçbir teknik direktör hem futbolcu hem teknik direktör olarak Dalglish’in başarılarına yaklaşamadı. Her ne kadar son dönemde Frank Lampard (Chelsea) ve Ole Gunnar Solskjaer (Manchester United) futbol oynadıkları kulüplere teknik direktör olarak gelseler de başarılı olamadılar.
Franz Beckenbauer Bir Alman Efsanesi
Almanya’da ise hem futbolcu hem teknik direktör hem de kulüp başkanı olarak kulübünün efsaneleri arasına giren Franz Beckenbauer, diğer tüm örneklerin üstünde yer aldı.
Futbol tarihinin en özel oyuncularından biri olan Franz Beckenbauer, Bayern Münih ile futbolculuğunda 15 ve teknik direktörlüğünde 24 olmak üzere toplamda 39 kupa kazanarak Alman futbol tarihine geçti.
Türkiye’deki Örnekler
Türkiye’de ise hem futbolculuğunda hem de teknik direktörlüğünde kulübüyle kupa kazanan örnekler arasında Aykut Kocaman (Fenerbahçe), Sergen Yalçın (Beşiktaş), Şenol Güneş (Trabzonspor) ve Mustafa Denizli (Galatasaray) ön plana çıktı.
Bu isimlerin yanında Türk futbol tarihinde en çok kupa kazanan teknik direktör olan Fatih Terim ise yıllarca kaptanlığını yaptığı Galatasaray ile lig şampiyonluğu yaşayamasa da toplam 4 kupa kazanmıştı. Fatih Terim, teknik direktörlüğünde kazandığı 16 kupa ile Galatasaray tarihine teknik direktör olarak da geçti.
Günümüzde Eski Kulüplerini Çalıştıran İsimler
Avrupa ve Türk futbolundaki örneklere baktığımızda günümüzde eski takımının başında teknik direktör olarak bulunan birkaç isim göze çarpıyor.
Arsenal’de teknik direktörlük yapan ve 2022/23 sezonuna çok iyi başlayan Mikel Arteta, Barcelona’da Pep Guardiola’nın öğrencisi olarak takımın başında bulunan Xavi, yıllardır Atletico Madrid’in teknik direktörlük koltuğunda oturan Diego Simeone bu isimlerin başında geliyor.
Türkiye’de ise şu anda Galatasaray’ın başında bulunan Okan Buruk, eski kulübünde teknik direktör olarak çalışan güncel isimlerden biri olarak öne çıkıyor.
コメント