Futbolda, sadece üstün yetenek, güçlü fizik ve yüksek kondisyona sahip futbolculara sahip olmak yeterli değildir. Galibiyeti getiren en büyük etken rakibi iyi analiz edip mevcut kadro yapısına göre en uygun taktiği belirlemektir. Her dönem de kalıplaşmış taktik stratejiler ortaya çıkmış ama bu taktik yapıları, rakipler tarafından çözülüp işlemez konuma getirildiğinde yeni bir taktik yapısı belirlemekten başka şans kalmamıştır. İşte dönemlerine damga vuran taktikler ve açıklamaları;
VERROU
Futbolun oynandığı ilk dönemlerde sıklıklıkla görülen 6-7-8 forvetle ileride yığılma taktiği, İtalyanların elini masaya vurmasıyla birlikte büyük bir darbe yedi. Çizme’nin önde gelen taktisyenleri, artık futbolda golü engellemenin daha mantıklı olacağı kanaatine vardı. Defansif çalışmalara başlayan teknik adamlar, futbol taktikleri için 1-3-3-3’te karar kıldı.
Fransızca’da kilitlemek anlamına gelen “Verrou”, zincirlerle kaleye kadar örülmüş bir ağ kurmayı hedeleyen oyun tarzıdır. En geride libero oyuncusunun olduğu, diğer 3’lü bölgedeki 3 oyuncunun, topun kendi sahalarına gelmemesi için, enine ve boyuna simetrik biçimde genleşip daralmasıyla oluşan oyun biçimidir.
WM TAKTİĞİ
WM taktiğinde 3-2-2-3 şeklinde sahaya dağılım gösterilir. Gerideki oyuncuların “M” harfi, İlerideki oyuncuların “W” harfine benzerliğinden dolayı “WM” taktiği olarak anılan bu sistemde; en geride sağ ve soldaki 2 oyuncu, kanatlardan gelecek atakları durdurmakla yükümlüdür. En gerideki merkez oyuncusunun görevi ise hava toplarını toplaması ve topla iyi çıkabilmesidir, libero görevi görür. Bu 3’lünün önünde bulunan ikili, ön libero olarak defansif görevlerle donatılmış askerlerdi. Ön liberoların önünde yer alan ikili, top dağıtımında görevli orta saha oyuncuları olarak sahaya sürülüyordu. Uçtaki 3 oyuncudan ikisi hızlı kanat oyuncusu, ileride tek santrfor olarak yer alan isimse tek vuruşu iyi hava toplarında başarılı isimlerden seçilirdi.
“WM” taktiğinden evrilen “WW” ve “MM” sistemleri de benzer özellik gösterirler. “WW” sistemi 2-3-2-3, “MM” sistemi 3-2-3-2’yle “WM” den evrilen taktikler, 1950 yıllarında oldukça popüler sistemlerdi.
TOTAL FUTBOL
General lakaplı Rinus Michels’in mucidi olduğu bu sistemde teori, top kendi takımında iken
sahayı olabildiğince genişletmek ve top rakip takımdayken alanı olabildiğince daraltmaktı. Bu da sahanın her yerinde yoğun pres yapmayı olmazsa olmaz kılıyordu. Topa sahipken 4-3-3 sisteminde sahada yer alsalar da topu kaybettikleri an hiçbir matematiğe bağlı kalmadan, ofsayt taktiğini de kullanarak rakibe ölümcül press yapıyorlardı.
Özellikle 1974 Dünya Kupası’nda bu sistemin maksimum noktasına ulaşıldı. Sistem öyle bir
hâl almıştı ki kaybedilen her top sonrası bir anda 6-7 oyuncu bir oyuncunun üzerine koşup, rakip oyuncunun paniklemesine ve uzun top oynayıp ofsayta kalmalarına sebep veriyordu. Günümüzde bu çılgın formatı deneyen kulüp bulunmuyor.
TİKİ TAKA
Rinus Michels’in öğrencisi olduğu Cruyff, Total futbolun değişik bir versiyonu olarak “Tiki-Taka”yı icat etti. Ajax ve Barcelona’da denediği bu sistem yıllarca beğeniyle takip edildi. 4-3-3 sistemini baz alan Tiki-taka modeli olabildiğince pas yapmaya dayalıdır. Dakikalarca sabırla pas yapan takımda amaç;
karşı tarafı topla beraber koşturup yormak ve dalgınlıklarından yararlanıp ara paslarıyla sonuca gitmektir. Topu kaybettiklerinde “6 saniye kuralını devreye sokan “Tiki-Taka”cılar şok presle 6 saniye içinde topu kapıp tekrar pozisyon üretmeyi hedelerler.
Luis Van Gaal, Rijkaard ve Del Bosque’nin de büyük başarıyla uyguladığı bu sistem, kulüp ve
milli takım bzaında birçok kupa getirdi. Günümüzdeki en büyük temsilcisi ise şüphesiz
Manchester City’nin teknik direktörü Pep Guardiola’dır.
KICK AND RUSH
Futbol taktikleri arasında “Vur ve koş” anlamına gelen bu tarz, sayılara bağlı kalmadan oynanan bir sistemdir. Yakalarında düğme yerine bağcıklarla bağlanan formaları, çamurdan kahverengiye dönmüş futbol ayakkabıları ve birbirinden karizma hakemlerin düdük çaldığı İngiltere’de gelişen bu taktik, günümüzde de hâlâ kullanılıyor.
Genelde bir bek ya da kanat oyuncusunun çapraza attığı paslar sonrasında, ters kanatta bulunan oyuncunun patlama gücü ve hızını birleştirerek topla etkili olduğu oyun sistemidir. Daha çok çapraz toplara dayalı bu sistemde, ortadan uzun paslarla da defans bloğunun aşılması hedeflenir.
Diagonal paslarla rakibin dengesinin her zaman bozulduğunu düşünürsek uzun yıllar daha “Kick and Rush” taktiğini göreceğimizi söyleyebiliriz.
CATENACCIO
Inter ve Arjantinli teknik direktör Helenio Herrera’nın, Verrou ve “WM” taktiklerinden esinlendiği tarihin ilk “en katı defansif” oyun sistemidir. Göze hoş gelmeyen, oynamaktan çok oynatmamaya yönelik bu sistemle İnter ve İtalyanlar birçok başarı yakaladı.5-3-2 sistemine
dayalı bu formatta; 1 ve 2’nci bölge kalabalık tutulup her türlü ofansif tehdit savrulmaya çalışılır.
İki stoperin arasında bir süpürücünün, iki bekin biraz daha iç tarafında bulunan orta
saha oyuncularının 25-30 metrelik alanda boşluk bırakmadığı katı defans taktiğidir. Tek hücum planı kontralar olan bu sistem, 1960’lı yıllarda futbola damgasını vurmuştu.
BODY CRASH FOOTBALL
Sayıların değil kasların, taktiklerin değil vücut kondisyonunun değerli olduğu sistemdir.
Elbette ki yerleşmiş taktiklerle sahaya çıkılsa da oyun içinde tamamen futbolcu fiziğinin ön plana çıktığı oyun tarzıdır. Duran topların altın değeri taşıdığı bu oyun tarzı, Danimarka, İsveç, Norveç gibi fizik gücü yüksek olan İskandinav ülkelerinde sistemin ana dayanağı haline geldi.
JOGA BONITO
Portekizce’de “Güzel oyun” anlamına gelen bu oyun tarzı bir slogan haline de geldi. Brezilya’nın kumsallarında ayaklarını güçlendiren, futsalla dar alanda becerilerini arttıran Brezilyalılar, futbola ayrı bir güzellik kattılar. Göze hoş gelen ve taralı tarafsız herkesin heyecanla izlediği tek sistem olabilir.
Jogo Bonita’da amaç; çapraz koşularla rakibi kandırıp, bilek hareketleriyle adeta dans ederek
oyuncu eksiltmektir. 1958 Dünya Kupası’nda kazanılan şampiyonluk ve yakın dönemde
Ronaldinho, Ronaldo, Rivaldo, Roberto Carlos’un da başını çektiği bu oyun sistemi herkesi adeta hipnotize etmişti.
PARKING BUS
Yalnızca forvet oyuncusunun orta sahada bulunduğu, kaleci dahil 10 oyuncunun ceza
sahası etrafında kümelendiği asıl amacın 1 gol dahi yememenin olduğu bir sistemdir. Bu
sistem genelde skora göre şekillense de bazı küçük takımlar bunu maç başından itibaren
uygulamaya koyuluyor.
En sıkıcı taktik olarak bilinen “Parking Bus”ın en önemli temsilcisi Jose Mourinho’dur. Chelsea’nin başındayken özellikle büyük maçlarda ceza sahasına tabiri caizse otobüs çeken Portekizli çalıştırıcı, eleştirilere maruz kalsa da birçok başarı kazandı.
GEGENPRESSING
Yakın dönemin en iyi ama en az kullanılan taktiklerinden biridir. Çünkü “Gegenpresing”e uygun oyuncular bulmak ve haftalarca bu sistemi uygulamak oldukça zordur. Klopp’un kusursuz uyguladığı bu sistem, Borussia Dortmund ve Liverpool ile en üst noktasına ulaştı.
“En iyi defans hücumdur” diyenlerin taktiği olan “Gegenpressing”de amaç; top rakibin yarı
sahasındayken 5-6 oyuncuyla korkunç bir pres yapıp adam adama ve alan markajıyla topu
oraya hapsetmek ve kazanmaktır. Gereksiz paslardan kaçınılan bu sistemde, direkt futbol
ön plandadır. Forvette “false nine( orta sahaya yardım eden ancak gol de atan) ” tarzında bir
oyuncunun olmazsa olmaz olduğu formattır.
*İçerik FourFourTwo Mayıs 2018 sayısından alınmıştır.
:D thx okulda futbol birincisi olduk