Başarılı futbolcular disiplinli, çalışkan, düzenli uyku ve beslenmeye sahip olarak bilinirler ama kimileri vardır ki doğuştan gelen yeteneklerini sergilemek için her hangi bir çaba sarf etmelerine gerek kalmaz. Onlar daha çok disiplinden uzak hayatlarıyla antrenör ve yöneticilerini çıldırtsalar da yine de vazgeçilmezlerdir. Bahsettiğim kişi alkol, sigara, gece hayatı, lüks arabalar ve kadınlara ilgi duyan disiplinsiz ama başarılı futbolcuların atası olarak bilinen ve aynı zamanda AC Milan ve FC Internazionale Milano’nun ortak kullandığı stada ismini veren Giuseppe Meazza.
(Milan maçlarında San Siro ismi kullanırken İnter maçlarında stadın ismi Giuseppe Meazza olarak belirtilir) 1910 yılında doğan Giuseppe Meazza 7 yaşında babasını 1. Dünya Savaşı’nda kaybetti. Annesi ise onun hiçbir zaman futbolcu olmasını desteklemedi hatta ayakkabılarını saklayarak engel olmaya bile çalıştı. 7 yaşında babasız kalan Giuseppa Meazza’yı hiçbir şey yıldıramadı.
Arkadaşları tarafından ‘Peppino’ diye çağıralan Giuseppa bir yandan manavda çalışarak annesine yardım ederken bir yandan da paçavralardan yaptığı topla Greco Milanese ve Porta Romana sahalarında yeteneklerini sergiliyordu. Peppino 12 yaşına geldiğinde Gloria FC’nin alt yapısında oynamaya başlamıştı. Milan tarafatarı olan küçük Peppino Milan’ın seçmelerine katılmış olsa da yetersiz fiziğinden dolayı seçilelemedi. Pes etmeyen Peppino’yu 13 yaşında Fulvio Bernardini keşfederek Inter alt yapısına aldı.
Daha sonra İnter Teknik Direktörü Arpad Weisz tarafından keşfedilen Giuseppa Meazza 16 yaşında A A takıma çıktı ve 17 yaşında bir daha çıkarmamak üzere Inter formasını giydi. Lig öncesi hazırlık şampiyonasında kadroda olduğu açıklanması üzerine takımın tecrübeli oyuncusu Leopoldo Conti onu küçümsemek istercesine Opera Nazionale Balilla (Musollini döneminde çocukların terbiye edildiği kurum) kastederek ‘çocukları balillada oynatıyoruz’ demesi üzerine Giuseppe’nin yeni lakabı ‘Balilla’ olmuştu.
İlk sezonu olan 1927-1928 sezonunda 33 maçta 11 gol atan Balilla, 1929-1930 sezonunda 31 golle gol kralı olurken takımını da ilk kez düzenlenen Seri A’da şampiyonluğa taşıdı.
Kariyerinin yükselişinin yanında alkol, sigara ve kadınlara ilgisi de artan Giuseppe’nin disiplinsizliği dikkat çekmeye başlamış ve bu yüzden milli takıma çağrılmamıştı. Bu popüler futbolcunun yeteneğini duyan devlet yöneticileri milli takım antrenörüne böylesine yetenekli bir futbolcunun neden milli takımda yer almadığını sorar. Alkol ve sigara alışkanlığından vazgeçemediği için milli takımda yer almadığını öğrenen devlet yöneticileri, İtalya’ ya 2 Dünya Kupası kazandıracak olan İtalya’nın ilk yıldız futbolcusuna özel izin verir. Artık Giuseppe Meazza milli takım kamplarında bir elinde viski ve diğer elinde sigarasıyla rahatlıkla dolaşabiliyordur.
Lig maçlarında da farklı bir Giuseppa yoktu. Juventus maçından önceki gece güzel bir kadınla aşk dolu gece geçiren yakışıklı yıldız futbolcu maçtan bir saat önce ortada yoktu. Takım yöneticileri adam göndererek evinden aldırıp golcü oyuncuyu maça yetiştirdi. Sorumsuz ama yetenekli yıldız 2 gol atarak takımının Juventus’u 2-1 yenmesini ve Seri A şampiyonu olmasını sağladı.
Aslında bu olay her şeyi anlatıyordu. Sorumsuz, disiplinsiz bir futbolcuyu affetmemeniz, cezanlandırmanız gerekirken şampiyon olmak içinde golcü yıldıza ihtiyaç duyuyordunuz. Takım içi disiplini sağlamak ve Giuseppa’yı oynatmamak sizi şampiyonluktan etmekten başka bir anlama gelmezdi. Bunun en büyük örneği disipline ve oyuncularının özel hayatına önem veren tecrübeli çalıştırıcı teknik direktör Vittorio Pozzo‘dur. Kendisi defalarca kez Giuseppe’yi affetmek zorunda kaldı çünkü İtalya’nın en önemli yıldızını kaybetme lüksü yoktu.
1934 Dünya Kupası’nda Yunanistan, ABD, İspanya ve yarı finalde Avusturya maçlarında gol bularak 5 gollük katkı yapan yıldız golcü İtalya Milli Takımı’nın dünya kupasını almasında en büyük pay sahibi oldu ve Altın Top ödülüne layık görüldü. 1938 Dünya Kupası’nda Mussolini’nin ‘Kazanın ya da ölün’ yazılı mesajı Meazza hariç milli takımın üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş olsa da bu mesajı kafasına pek takmayan çapkın golcü Norveç milli takımını 2-1 yendikleri gece teknik direktör Pozzo’yu dinlemeleri gerektiğine ikna etmiş ve takımın bir gecelik izin almasını sağladı.
Tabi ki de Meazza uslu durmayıp ve o geceyi 2 güzel Fransız kadınla geçirmeyi tercih etti. Çeyrek finalde Fransa’yı 2-1 ile geçen İtalyanlar Brezilya’yı da yarı finalde Giuseppe Meazza’nın da 1 golle katkı verdiği maçta 2-1 mağlup etti ve finalde Avusturya'nın rakibi oldu. Final mücadelesinde İtalyan yıldızın 2 asistlik katkısıyla 4-2 yenen İtalya bir kez daha dünya kupasını kazanırken canlarını da Mussolini’nin azabından kurtarmış oldu.
Hızlı ve çabuk hareketlerle rakiplerini ve en son kaleciyi çalımlayarak boş kaleye gol atmayı alışkanlık haline getiren Giuseppe, İtalyan futboluna yeni bir gol stili kazandırmış oldu ve halk bu tarz gollere ‘Meazza Golü’ dedi. Popülaritesi her gün artan yakışıklı yıldız golcü tarihin ilk kişisel sponsorluk anlaşmanı imza atan futbolcusu olarak briyantin ve diş macunu üreten bir markanın reklam yüzü oldu.
Hafta sonu sabaha karşı eve girmeyi rutin haline getirmiş; kadın, sigara ve alkole düşkün İtalyan futbol dünyasının ilk yıldızı kariyeri boyunca 2 dünya kupası kazandı ve 53 maçta 33 gol atarak 1973'te Luigi Riva tarafından kırılıncaya kadar milli takımda en çok gol atma rekorunu elinde tuttu. Lig kariyerinde ise 1940 yılında yaşadığı sakatlık sonrası forma girmeyen yıldız oyucu, ezeli rakip AC Milan’a transfer oldu ve bu transfer ezeli rakipler arası da ki ilk transfer olma unvanını taşıyor.
Daha sonra Juventus’a transfer olan Meazza 2. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkması ve liglerin ertelenmesiyle resmi olmayan ligte oynamak üzere A.S. Varese 1910’a katıldı. Son durak olarak Atalanta BC’de forma giyen Giuseppe Meazza futbol hayatını noklamıştı fakat 1946 yılında Inter kötü bir sezon geçiriyordu. 1946-47 sezonunun ikinci yarısında takımda oyuncu-menajer olarak görev almayı kabul etti. Inter'i düşmekten kurtarma başarısını gösteren Meazza, lig kariyeri boyunca 3 Seri A şampiyonluğu ve 1 Coppa Italia kupasını yanı sıra 463 maçta 275 gol atmıştır.
Teknik direktörlük yıllarında Atalanta BC, Inter, Beşiktaş, Pro Patria, İtalya Milli Takımı ve tekrardan Inter’i çalıştıran Meazza futbolculuk yıllarındaki gibi parlak başarılara imza atamadı. 21 Ağustos 1979’da İtalyan futbol efsanesi hayata veda etti.
Yazar : Görkem Cihan
Bu yazı ilgini çektiyse diğer yazılarımıza FourFourTwo Mayıs 2020 sayısında ulaşabilirsin!
Hemen okumak için tıkla.
Comments