Yazı: Batu Çakan
2022 yılının son aylarına yaklaştığımız şu dönemde futbol öyle bir hal aldı ki, sahada yer alan 11 futbolcunun da takım oyununa dahil olması gerekiyor. Teknik direktörler her mevkideki oyuncularına ayrı ayrı görevler vererek başarıya ulaşmaya çalışıyor.
Santraforlar, (kalecileri dışarda tutarsak) saha içinde takımın oynadığı oyun sistemine en uzak kalan oyuncular olabiliyor. Özellikle 2010’lu yılların ortasına kadar sahadaki tek amacı kendisine gelen topu kaleye sokmak olan 9 numaralar çok yaygındı.
İşte tam bu görevi icra eden santraforlara İngilizler “ceza sahasındaki tilki” manasına gelen “fox in the box” terimini kullanıyor. “Poacher” olarak da nitelendirilen bu tarz santraforlar futbol tarihinde önemli yer tutuyor.
İşte birkaç “Fox in the Box” örneği:
Filippo Inzaghi
“O aslında futbol oynayamıyor, sadece doğru yerde olmayı biliyor.” bu sözler futbol tarihine yön vermiş en önemli isimlerden biri olan Johan Cruyff’a ait.
Inzaghi, kariyeri boyunca 288 gol attı, gelmiş geçmiş en iyi kadrolardan biri olan Milan’ın 2006/07 sezonundaki kadrosunun golcüsüydü.
Carlo Ancelotti onun için; “Onun gibi bir bitirici olmadan hiçbir takım mükemmel olamaz.” diyor. İtalyan belki çok yetenekli bir futbolcu değildi ama nerede durması gerektiğini çok iyi bilen, ceza sahası içinde topla buluştuğunda skorbordu değiştiren bir santrafordu.
Miroslav Klose
Almanya futbolunun çıkardığı en önemli golcülerden biri olan Miroslav Klose, tam bir ceza sahası forvetiydi.
Nasıl bir futbolcu olduğunu anlatmak için sadece bu istatistik yeterli olacaktır: Klose, Dünya Kupası tarihinin 16 gol ile en fazla gol atan futbolcusu. Attığı bu 16 golün kaleye uzaklık ortalaması 6 metre. (Kale sahası çizgisi kaleye 5,5 metre uzaklıkta bulunuyor.)
Ruud Van Nistelrooy
Bir zamanlar Manchester United maçlarını izleyenler Kırmızı Şeytanların uzun saçlı forvetinin her maç aynı golü attığını düşünmüş olabilir.
United formasıyla 219 maçta 150 gol atmayı başaran Ruud Van Nistelrooy, bu gollerin sadece 1 tanesini ceza sahası dışından kaydetti.
Mauro Icardi
Galatasaray’a transfer olan Mauro Icardi, türünün son örneklerinden bir tanesi. Inter formasıyla 124 golü bulunan Arjantinli, PSG’ye transfer olduğu ilk sezonda Neymar ve Mbappe gibi yıldızların yanında 20 gol atmayı başardı. Bu 20 golün 8 tanesini kale sahası içinden atan Icardi, bu sezon Nef Stadyumu’nun ceza sahaları içinde gol arayacak.
Günümüzdeki Yeri
Dünyanın en üst seviye takımlarına baktığımız zaman artık en uçta birer “tilki” görmek pek mümkün olmuyor. Bunun yerine pres kabiliyeti yüksek, pas oyununa dahil olan sahte 9’lar görüyoruz.
Jürgen Klopp yönetiminde altın çağını yaşayan Liverpool, İngiltere’de ve tüm dünyada alınmadık kupa bırakmazken ileri uçta Roberto Firmino oynuyordu. Bir savunmacı kadar iyi pres, bir orta saha kadar iyi pas yapabilen Brezilyalı; takımı hücumdayken geriye deplase olarak kanatlarda yer alan Salah ve Mané’ye pozisyon oluşturuyordu.
Pep Guardiola yönetiminde gelen son iki Premier League şampiyonluğunda sahaya zaman zaman klasik santrafor ile çıksa da, sezonun büyük bölümünü sahte 9 ile oynadı. Buna rağmen ligin en fazla gol atan takımı olmayı başaran City, bu sezon farklı bir yöntem deniyor.
Transfer döneminin başında tüm dünyanın gözünü ayıramadığı Erling Haaland’ı takıma getiren Manchester City’de artık gerçek bir dokuz numara yer alıyor.
Norveçlinin oynadığı maçlara dikkatli bakıldığı zaman; takım oyununun pek fazla içinde olmadığı göze çarpıyor. Buna rağmen Haaland, bu sezon çıktığı 10 maçta tam 14 gol atmayı başardı. Bu gollerin sadece birini ceza sahası dışından kaydeden 22 yaşındaki santrafor, 14 golün 9’unu ise kale sahası içinden attı.
Haaland’ın Premier League’e yaptığı bu akıl almaz başlangıç, futbolseverlere tekrardan “Fox in the Box” modeli santraforların geri gelebileceğini düşündürttü.
Comments