Yazı: Alper Erdem
Son 10 sezonda Bayern Münih’in şampiyon olduğu Bundesliga’nın bugünlerde yeni bir lideri var: Union Berlin.
İlk 7 haftada sergilediği performansla henüz ligde yenilmeyen başkent temsilcisi, Mainz ve Bayern Münih ile yaptığı maçlar dışında puan dahi kaybetmedi.
Topladığı 17 puanla en yakın takipçisi Borussia Dortmund’un 2 puan, Julian Nagelsmann ile sıkıntılı günler geçiren Bayern Münih’in ise 5 puan önünde bulunan Union Berlin’in şampiyonluk ihtimali düşük gözükse de 2019’da Bundesliga’ya çıkan kulüp için şu anda bulunulan konum bile olağanüstü olarak yorumlanıyor.
Doğu Berlin’den Çıkan Kulüp
Union Berlin, her ne kadar son yıllarda Almanya’nın mütevazi kulüplerinden biri olarak gözükse de kulüp iki dünya savaşı arası dönemde ülkenin en önde gelen kulüplerinden biriydi.
Berlin’in Avrupa siyasal ikliminden doğrudan doğruya etkilendiği (ve bu iklimi bizzat etkilediği) yıllarda şehirde futbol kulüpleri, tüm Almanya’da olduğu gibi devletin müdahaleleriyle şekilleniyordu.
Bu süreçte kulüp Union Berlin ismini alana kadar birçok kez isim değiştirdi. İlk yıllarında SC Union 06 Oberschöneweide olarak adlandırılan kulüp II. Dünya Savaşı sonrasında ise SC Oberschöneweide adını aldı.
İlerleyen dönemlerde Berlin’de Soğuk Savaş’ın etkileri yoğun olarak görülmeye başlanınca futbol kulüpleri de bundan yoğun olarak etkilendi. Birçok futbolcu doğu ve batı arasına kaçak olarak gidiyordu. Doğu – Batı ayrımı sebebiyle kulüp ikiye bölündü. Doğuda kalanlar SG Union Oberschöneweide olarak devam ederken Batı’ya gidenler ise Sport-Club Union 06 Berlin’i kurdular. Daha sonraları Batı’daki bu takım da ikiye ayrıldı ve Berliner Ballspiel-Club Südost kuruldu.
Doğu Berlin’de SG Union Oberschöneweide’den farklı olarak 2 kulüp daha vardı. Bunlardan biri ASK Vorwarst Berlin, diğeri ise SC Dynamo Berlin idi. Bu ekiplerden biri ordunun diğeri ise Devlet Güvenlik Bakanlığı’nın (STASI) takımı olarak biliniyordu.
Kulüp 1950’ye girdiğinde SG Union Oberschöneweide olarak adlandırılıyordu. İsimleri 1951’de BSG Motor Oberschöneweide, 1955’te SC Motor Berlin, 1957’de TSC Oberschöneweide, 1963’te TSC Berlin ve nihayetinde 1966’da ise bugünkü hali olan 1. FC Union Berlin oldu.
Union Berlin’in taraftar yapısı da kulübün yapısı gibi oldukça farklıydı. Öyle ki Atahan Altınordu’nun Socrates Dergi’nin 86’ncı sayısında aktardığı üzere, kulübün taraftarları o dönemde bile Berlin Duvarı’nın yıkılması gerektiğini savunuyorlardı.
Kulübün böyle bir yapıda olmasının en büyük sebebi ise Herbert Warnke idi. Dönemin ulusal sendikalarından birine başkanlık eden Warnke, Doğu Berlin’de emekçilerin altında birleşebileceği “sivil” bir kulüp hayal ediyordu.
Doğu Almanya’daki tüm işçileri temsil eden ulusal sendika FDBG’nin etkisiyle Union Berlin’in de işçi ve emekçilerle şekillenen bir kimliği oluştu. Buna karşın FDBG de devlet kontrolünde olduğu için Union Berlin’in faaliyetleri de yoğun devlet gözetimi altındaydı.
Kulübün FDBG tarafından desteklenmesi 1975 yılında Herbert Warnke’nin görevden ayrılıp yerine Harry Tisch’in geçmesiyle sona erdi.
Taraftarlarıyla Var Olan Kulüp
Union Berlin, Almanya’nın tekrar birleşmesinden sonra uzun süre başarılardan uzak bir görüntü sergiledi. 1990-2019 arasındaki dönemde 2. Bundesliga’da düzenli olarak mücadele eden ve bu anlamda bir istikrar yakalayan kulüp, gelişen ve büyüyen spor endüstrisinde ayakta kalmakta ise çok zorlandı.
Kulübün yaşadığı finansal problemler zaman zaman Union Berlin’i iflasa kadar sürükledi. Öyle ki 1993 ve 1994’te şampiyonluklar yaşayan kulüp buna rağmen takip eden yıllarda 2. Bundesliga’da oynama lisansını kaybetme tehlikesi bile yaşadı.
2004 yılında büyük bir kriz daha yaşayan takımı kurtaran ise taraftarları oldu. Endüstriyel futbolun tüm dayatmalarına karşın gelenekten vazgeçmeyen taraftarlar, kan vererek topladıkları paraları Union Berlin’e bağışlayarak kulübü hayatta tutacak kadar tutkuluydular.
Tüm mali zorluklara karşın kulübün duruşundan taviz vermeyen kulüp, 2009 yılında ISP şirketinin kendilerine sunduğu sponsorluk teklifini, şirketin yönetim kurulu başkanının bir STASI görevlisi olması nedeniyle reddetmişti.
Kulüplerin her bir parçasını ürünleştirme yoluna giden diğer kulüplere karşın, bağımsız yapısını ve taraftarlarla olan bağını koruyan Union Berlin, tam anlamıyla taraftarları evlerinde hissettiriyor. Taraftarların, 2014 FIFA Dünya Kupası sırasında evlerinden getirdikleri kanepelerle Union Berlin’in stadyumunda maç izlemeleri ise bunun en büyük örneği olarak gösteriliyor.
2018’den beri İsviçreli teknik direktör Urs Fischer tarafından yönetilen Union Berlin, Bundesliga’ya yükseldikleri yıldan beri takımın yapısını değiştirmeyerek başarıyı yakalamayı başardı. Kulüp, bugün Bayern Münih ile Bundesliga’da yarışırken başarı için başka bir yolun da mümkün olduğunu kanıtlamış oldu.
コメント